2 Mayıs 2014 Cuma

Kapılar Battığında


Tutukluğumun öyküsünü yazabilmeme müsaade eder misiniz?.. Vaktinizden bir parça feda edebilir misiniz? Benim için…




Tam yalnızlığa düşerken ümitlendirmiştin beni âdemoğlu. Bir solukta başlayacaktık da, korkaklığınızla son buldu yine, başlamadan, derin, koyu, hatta mahcup anlatacaklarımız. Oysaki ben bir kez olsun güvenmek istemiştim, bir ‘dost’a. Siz de mi kolaya kaçanlardansınız yoksa? Kaçanlar korkaktır! Unutma bunu âdemoğlu, korkakların olduğu yerde maskeler ve yalanlar vardır. Sarıl dört kolla onlara öyleyse, onlar ki seni soğuk(luk)tan(!), alıkoyandır.


Yaşayan bir ölüden farkımız kaldı mı? Neyse ki paramız çoktu bizim, yüzümüze en pahalısından bir tebessüm taktık, yolumuzu bulduğumuzu sandık, oysa sadece yanılmıştık. En sonunda tan vaktinin fıtratına koyuverdik kendimizi, ferahladık, soğuktu, içimiz titredi, kendimize acıdık.

Yaralı ellerinizi kavuşturdunuz ya şimdi dizlerimin yanı başında, acınızın teninize vuruşuydu irkilmeniz. Onlardan bir farkımız da yoktu aslında, biz de kavuşmayı bekleyen iki eldik. Her temas ettiğimizde kanayacağımızı düşündüğünüzden korktunuz galiba, kaçtınız. Keşke kanayabilseydik âdemoğlu. Ketum dudaklarınızla uzaktan seyre durmayı tercih ettiğinizde, cesaret edip merhem olmayı deneyemedik bile, sustuk, sadece sustuk. Fark ettiniz mi? Böylece yangınlarda yaşamaya, mahkûm olduk


Ve yazımı bitirirken bir kez daha, sana atfediyorum son satırları saygıdeğer, vefalı okur;

Unutma!


Sessizliğin sesini yalnızlar duyar.
Burak Savaş



2 yorum :

  1. Sessizliğin sesini yalnızlar duyar demek herkes duyar demek bence. Çünkü, herkes yalnızdır aslında. Kimi bunu bilir ve keyfini çıkarır, kimi bu gerçeği bilmez de kalabalıklar içinde kaybolur gider...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle. Çok güzel ifade etmişsiniz, teşekkürler :)

      Sil