Benim söylemek için çırpındığım gecelerde, siz yoktunuz. -
Özdemir ASAF
Koskocaman bir bahçe hayal edin şimdi, içinde mutlu yüzleri
olan, sade, gösterişsiz, mütevazı. Size de ikram ediyorlar bir tane “buyurun
bir gülümseme de siz alın” diyorlar.
                                       
Teşekkürünü zikredip sineye çekildi çocuk, yalnızlığa
bağlanmıştı umarsızca nasılsa. Zoraki bir gülümsemeydi, eğreti durdu onda.
Hayrandı böylesi bir manzaraya; hava da toprak kokusu, bahçede bahar yeşilliği,
bir de yüzüne sonradan konduğu belli olan o ucuz güneş olmasaydı…
Kalabalıktaki gülümsemeler azaldı. İçindeki katran yumağı yutuvermişti onları, geride kalan alaycı bakışların altında ezildi ruhu.
Kalabalıktaki gülümsemeler azaldı. İçindeki katran yumağı yutuvermişti onları, geride kalan alaycı bakışların altında ezildi ruhu.
Çocuktu, davetkar aslına uymayan seslerin uzağında bir köşede bakakalmış
düşünüyordu... Uçtan aralarına karışabilme ihtimalini… Tedirginliğini saklamaya
çalıştı, yükü ağırdı, olgundu aslında ama bir o kadar da acizdi.
Ahir vaktine kadar “Oyun” oynayacağını bilen birisine oyun
oynaması için diretmeyin, kaçar, sıkılmıştır artık çünkü. 
Kuyu’nun dibindeydi, ellerini ışığa doğru uzattı, uzaktı.
Görünmezlik iksirini mi bulmuştu? Kördü onu gören gözler, fark edildiğinde
öte yana dönen yüzler... Uzanan bir el yoktu. Kendi içinde boğulmuştu çocuk,
şimdi yer çekimine meydan okuyan elleri şamar indirdi kadere & talihine
gömüldü.
Kimse konuşamadı…

Hiç yorum yok :
Yorum Gönder