Koridorun
sol çaprazında oturan sarışın kadına usulca sarılmak istiyorum. Hangi neden
böyle anlamsız bir sevgi yaşatıyor olabilir kaburgalarıma! Çocukluğumda parçalanan
oyuncaklarımın aklıma düşmesi mi, yoksa tam da bu sefer tamam dediğimde güvenimi
yıkan insanlar mı? Kırılmış halimi andıran gülümsemeleri gördüğümde duyduğum
yakınlık mı? Yalnız başına kim ne işle uğraşıyorsa uğraşsın, önündekine iyice
dikkat kesilen bu insanlar öyle masum geliyor ki gözüme, onları başka türlü görmek
istemiyorum. Büyüsü bozuluyor,
kaybedecek bir mabed aramıyorum.
Sadece
kitabının yaprakları arasında kaybolan kadına değil, sol hizamda boşalan
koltuğa geçip, cenin pozisyonunda yatan gence de sarılmak istiyorum. Bir sokak
insanıyımdır belki, bilmiyorum. Sahilde vücudunun uzuvlarına yer açan
insanların hareketlerine benzeyen bir şekilde başını yerleştirdi koltuğuna.
Arkamda karanlıktan faydalanıp öpüşen çiftin gülüşmelerine inat tam da
karşılarında yalnızlığın kutsallığını sunuyordu. Çekinmeden! Ortaklarının
karşısında. Bu ışıklı kutunun içindekiler, en soylu anlarımızda, yolculukta
yakalamıştık birbirimizi. Bileti yanlarında olanlar, ortaklar!